KARS PUSULA / ADEM ALP
CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman ve Kars Belediye eski Başkanı Naif Alibeyoğlu, Ermenistan’ın Türkiye sınırına yakın mesafede bulunan Metzamor Nükleer Santralinin bir ana önce kapatılması çağrısında bulundular.
CHP Kars İl Başkanlığında gerçekleştirilen basın toplantısında gazetecilere açıklamada bulunan Toraman ve Alibeyoğlu, santralin kapatılması ve yerine başka bir alternatif enerji kaynağının oluşturulması için dünya kamuoyu ile birlikte Ermenistan ve Türkiye’deki yetkililere seslendiler.
Düzenlenen basın toplantısında açıklamada bulunan CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman, Metzamor Nükleer Santralinin, hem Türkiye'nin hem de Kafkasların korkulu rüyası durumuna geldiğini söyledi. Metzamor’un artık dünyanın en tehlikeli nükleer santrali haline geldiğini de vurgulayan Toraman, santralin bulunduğumuz bölge itibarıyla Türkiye’nin büyük bir bölümü ile birlikte, Kars, Akyaka ve Digor ilçeleri, Halıkışlak köyü ile Ardahan ve Iğdır’ın tamamını tehdit ettiğini de söyledi. Geçtiğimiz günlerde merkezi Ermenistan ve Gürcistan olan 5,3 şiddetindeki depremin arından Metzamor Nükleer Santralinin patlama riski yaşadığını da söyleyen Toraman,“Iğdır'daki Ağrı Dağı ile Ermenistan'daki Alagöz Dağları arasındaki Aras Havzası'nda yer alan Metzamor Nükleer Santrali'nin, Doğu Anadolu Ağrı Dağı fay hattında olması, 1988 yılında Ermenistan'da can kayıplarına yol açan depreme maruz kalması ve eski teknolojisine rağmen faaliyete devam etmesi tepkilere yol açıyor. Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) ve Avrupa Birliği (AB) verilerinde, "Dünyanın en tehlikeli nükleer santrali" olarak gösterilen 47 yıllık Metzamor Nükleer Santrali'nin, depremde gördüğü hasar yüzünden oluşan çatlaklar dolayısıyla Ermenistan, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve İran için risk oluşturduğu belirtiliyor. Deprem bölgesinde bulunduğu ve Ermenistan'ın komşuları için endişe kaynağı olmayı sürdürdüğü için "kapatılması gerektiği" ifade edilen Metzamor Nükleer Santrali'nin faaliyetine devam etmesi, Kafkaslarda endişeyi artırıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Nükleer Enerji Uzmanı Doç. Dr. Erol Kam, söz konusu nükleer santralin tehlike saçtığını ve acilen kapatılması gerektiğini bildirdi. Ermenistan'daki nükleer santralin, Türkiye'ye 16, İran'a 60, Azerbaycan ve Gürcistan'a 120 kilometre uzaklıkta bulunduğuna da işaret eden Doç. Dr. Kam, bu nedenle santralin Ermenistan dahil beş ülke için tehlike unsuru olduğunu vurguladı. İşletme ömrünü tamamlayan santralin, 10 yıl daha işletmede kalmasına karar verildiğine işaret eden Doç Dr. Kam, "Nükleer güvenlik, elektrik ihtiyacına göre öncelikli olmalı ve bu santral kapatılmalıdır." şeklinde konuştu.
Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (CEKUD) Iğdır Temsilcisi Prof. Dr. Şükrü İsmail İpek de Metzamor Nükleer Santrali'nin hala faaliyette olmasının bölge için tehlike oluşturduğunu vurguluyor.
"Metzamor, Rusların Çernobil'den sonra yaptığı en tehlikeli santraldir"
Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Genel Başkanı Göksel Gülbey, Metzamor Nükleer Santrali'nin Rusların Çernobil'den sonra yaptığı en tehlikeli santral olduğunu söyledi. Çok yakında Ermenistan ve Gürcistan sınırında 5.6 şiddetinde kısa süreli yaşanan deprem Ardahan, Iğdır ve İlimizde de ciddi biçimde hissedildi. Olası yeni depremlerde bölgemize inanılmaz zararlar verecektir. Bu Bağlamda yetkililerin konuyu yakından takip etmeleri hayatı önem taşımaktadır” dedi.
ALİBEYOĞLU, “TÜRKİYE, ERMENİSTAN VE DÜNYA KAMUOYUNA ÇAĞRIDA BULUNDU”
Başkan Toraman’ın ardından açıklamada bulunan Kars Belediye eski Başkanı Naif Alibeyoğlu, geçtiğimiz günlerde merkezi Ermenistan ve Gürcistan sınırında meydana gelen depremin ardından Metzamor Nükleer Santralinin patlamasının bir kez daha dünya gündemine geldiğini söyledi.
26 Nisan 1986 tarihinde o dönem Sovyetler Birliği'ne bağlı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin Pripyat şehri yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktöründe gerçekleşen nükleer kazanın Türkiye’nin birçok bölgesini ölümcül bir şekilde etkilediğini hatırlattı.
Alibeyoğlu, Iğdır’a 30, Kars’a 90, Ardahan’a 190 ve Erivan’a 32 kilometre uzaklıkta faaliyette bulunan Metzamor Nükleer Santralinin aynı ölümcül riski taşıdığını dile getirerek, Kars Belediye Başkanlığı görevini sürdürdüğü sırada, konuyu birçok kez dünya kamuoyunun gündemine taşıdığını hatırlattı. Çernobil ile Metzamor’un eski Sovyet teknolojisi ile yapıldığını da açıklamasında belirten Alibeyoğlu, başta deprem olmak üzere herhangi bir nükleer kaza sırasında, açığa çıkacak radyasyonun atmosfere yayılmasını engelleyecek her hangi bir teknolojinin de henüz mevcut olmadığına vurgu yaptı.
BÖLGE, GÖZDEN ÇIKARILDI VE KADERİNE TERK EDİLDİ
Erivan’a 32 km. Iğdır’a 30 km. Kars’a 100 km, Ardahan’a 190 km mesafedeki Metzamor Nükleer Santrali ve yine Ermenistan’ın Spitak şehrindeki Spitak Nükleer Santralleri 1988 Gümrü Depreminden sonra 1989 yılında kapatılmıştı. Fakat enerji kaynaklarının yetersizliği ve ekonomik nedenlerle, Ermenistan Hükümeti, Uluslararası kamuoyuna santralin iyileştirilmesi taahhütünde bulunarak, 1993 yılında Metsamor nükleer santralinin iki ünitesini tekrar açma kararı aldı. 1993 yılında Ermenistan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına (IAEA) üye oldu ve Viyana Anlaşması'nı kabul etti. Bu anlaşmaya göre Ermenistan aynı zamanda oluşacak bir nükleer kazadan sınır komşularına verilecek zararın karşılanması ve sivil yasa sorumluluğu üzerine birleşik protokol anlaşmasında imzaladı. Ermenistan hükümetinin isteği üzerine Temmuz 1994'te (IAEA)'dan uzman bir ekip santrali ziyaret etti. Teknik ,sismik,personel,santral güvenliği ve çevre ile ilgili konuları inceledikten sonra, ekip 408 MW'lık elektrik üreten Metzamor Santrali'nin 2.ünitesinin standartlara uygun olmadığını ve acil durumda reaktör çekirdeğini soğutacak sistemin yetersizliği,kontrol sisteminin ve enstürmanların güvenirsizliği, yangın koruma sisteminin yetersizliği ve binanın eksikliği gibi bir çok konuda eksikliklerinin olduğunu rapor etti. Bu rapor Ermenistan’daki Metzamor, Bulgaristan’daki Kozlouy ve Rusya 'daki Kola gibi VVER-270 tipi santrallerin dünyadaki tehlikeli nükleer santraller arasında olduğunu belirten daha önceki raporların benzeri bir rapordu. Metzamor nükleer santrali 1976 yılında alabildiğine geri bir teknoloji ile yapılmış olup, Çernobil’den daha tehlikeli bir santraldir.Ağrı Dağı ile Ermenistan’daki Alagöz Dağı arasında kalan Iğdır Ovası ve Erivan Ovasının bulunduğu Sürmeli çukurunda Ağrı Dağı fay hattı üzerinde kurulmuş bir nükleer santraldir.AB Bulgaristan’a birliğe geçişin ön koşulu olarak Kozlouy’un kapatılmasını istemişti, öylede oldu. Metsamor yakın olmadığı için Avrupa aynı duyarlılığı göstermedi. Biz o dönem dünyada konunun uzmanı olan ABD’deki Prof. Dr. Hayrettin Kılıç ‘ı davet ettik. Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Kafkas Üniversitesi’nde sorunun vahametine ilişkin bir tebliğ sundu. Ülkemizde de çeşitli kurum ve Üniversiteler de Metzamor’u ve tehlikesini anlatan konferans ve paneller düzenlendi. Kamuoyu oluşturduk. Tebliğden sonra hazırladığımız altı sayfalık İngilizce ve Türkçe Kent Konseyi Başkanı olarak benim ve Genel Sekreter Sezai Yazıcı’nın imzalarımızı taşıyan bir başvuru metniyle başkanı olduğum Yerel Yönetimler Derneğimizin Genel Sekreteri Saffet Özdemir’le beraber, bizzat merkezi Viyana’da bulunan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına gittik. Al Baradey o gün için İran’a gitmişti. Birinci yardımcısıyla görüştük. Santralin tehlikesini ve vahametini kendisine ilettik. Ajans 12 kişilik bir heyeti Ermenistan’a gönderdi. Ermenistan 2016 yılında santralin kapatılmasını taahhüt etmişti. Ayrıca Metzamor’un kapatılmasına ilişkin Kars Merkez ve köylerden gelenlerden topladığımız 50 bin imzalı talebimizi Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Avrupa Birliği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ilettik. Yine 2004 1 Mayıs’ında ülkemizden bir grup belediye başkanı arkadaşımızla, New York’ta benim, Hiroşima ve Nagazaki Belediye Başkanlarının öncülüğünde bir çok ülke belediye başkanında katıldığı ,binlerce insanla Nükleer Savaşları protesto miting ve yürüyüşü düzenledik. New York’ta Birleşmiş Milletler binasında Kofi Annan’la görüştük, düzenlenen bir panelde Metsamor Nükleer santralinin tehlikesini ve Karabağ sorununu dile getirdim. Ayrıca Brüksel’de Avrupa Birliği binasında düzenlenen bir başka panelde de, aynı sorunlardan bahsettim. Tabi bu arada bizim Atom Enerjisi Enstitüsüde bölgede oluşan kamuoyu tepkisiyle bazı araştırmalar ve çeşitli yerlere gözlem istasyonları kurdu. Ancak görünen odur ki, gerek AB nezninde ,gerekse ülkemizde Kars, Ardahan, Iğdır, Erzurum, Ağrı ve Van gözden çıkarılmış, yıllardır konuya müdahil olunmamış. Metzamor’un tehlikesine ve kapatılmasına ilişkin gerekli girişimlerde bulunulmamıştır. Karabağ Sorununun büyük ölçüde çözüldüğü şu sıralar; Ermenistan ve Türkiye Hükümetlerinden ikinci Metzamor ünitesi kapatılana kadar, her iki tarafın acil eylem planı hazırlayarak, beraberce boşaltılma planlarının yapılıp bir an önce yerel yetkililere dağıtılmasını ve büyük bir kaza durumunda sınırların, bölge halkının boşaltılması için açılması sağlanabilmelidir. Kolayca ulaşılabilir sağlık sığınaklarının ve radyasyona maruz kalma güzergahında acil planlama bölgesi, acil durum çalışanları ve halk için koruyucu iyot kullanımı planlanmasının yapılması gibi koruyucu önlemler için ortaklaşa eyleme geçilmelidir. Deprem gibi doğal afetlerin, boşaltmayı zorlaştıracağı göz önüne alınarak ve yeteri miktarda koruyucu iyot stokları ve kullanımı klavuzlarının yerel hastane, belediye, okul ve itfaiyelere dağıtılması gerekmektedir. Çernobil ve Japonya’da Fukuşima’daki son felaket, trajik fakat önemli bir dönüm noktasıydı. Bizi daha önce görülmemiş miktarda enerji ve kaynakları etkilenen insanlara, bu tip acıların bir daha hiç yaşanmamasını sağlama konularına odaklanmamızı sağlamış ve nükleer kazanın Ukrayna ,Belarus, Rusya ve Japonya’da hayat,sağlık ve çevre üzerinde yıkıcı bir etkisi olmuş, radyasyonun etkileri diğer dünya ülkelerinde korku ve kaygılara neden olmuştur. Son olarak ülkeleri ve politik farklılıkları gözetmeden, Metzamor Nükleer Santrali civarında yıllarca radyasyon korkusuyla yaşamakta olan halk adına, Metzamor Nükleer Santrali’nin ruhsatının uzatılmasındaki tehlikeli, pahalı ve sorumsuz sürece müdahale edilmelidir. Bu Santralin kapatılmasıyla insani değerler çerçevesinde Ermenistan’a enerji satılması, Nükleer tehlikenin ortadan kalkması, doğal çevrenin korunması, beraberinde sorunların çözülmesi, bölge barışı ve halklar arasında yakınlaşma sürecini de hızlandıracaktır.” dedi.