KARS PUSULA / ADEM ALP
Kars Belediyesi Eski Başkanı Naif Alibeyoğlu, Kars’ta sağlık hizmetlerinde büyük sıkıntılar yaşandığına dikkat çekerek “Yeter Artık Hastalarımız Erzurum Yollarında Ölmesin!” açıklamasında bulundu.
Alibeyoğlu, Google’dan 106. Devlet Hizmet Yükümlülüğü Kurasına bakılırsa Kars’a kaç doktor için kadro açıldığı görülecektir. Diyelim ki 165 kadro açıldı ve bu kadroların tamamına doktorlar tercih yaparak Kars'a geldi. Kars’a doktor atandığında sağlık anlamında Kars'ta yaşanan tüm dramların biteceğini ima eder gibi reklam yapmak en hafif tabirle saflık olur. Zaten yapılan atama haberleri ile Kars halkının aldığı sağlık hizmetinin problemleri çözülseydi bu sorun çoktan bitmişti. Çünkü birkaç ayda bir böyle bir haber duyuyoruz.
Bu süreçte;
Bebek kokusuna hasret, çocuğu olmayan asgari ücretli bir anne adayının feryadına şahit oldum.
Acilen Erzurum’a sevk edilmesi gereken ancak cebinde parası olmayan binlerce çaresiz aileyi gördüm.
Çocukları olmayan ve başka şehire gidemeyecek durumda olan ve kanser tanısı konan yaşlı bir hastanın ölüme terk edilişine şahit oldum.
Dakikaların bile önemli olduğu acil hastaların saatlerce hatta günlerce sevk zincirine takıldıklarını uygun tedavi merkezine yetiştiklerinde çok geç kaldıklarını hatta hayatlarını kaybettiklerini defalarca şahit oldum.
Otelde kalacak parası olmadığı için Erzurum’da yoğun bakım ünitesinin önündeki sandalyelerde uyumak zorunda kalan refakatçinin bir süre sonra kendisinin de hastalandığına şahit oldum.
Erzurum’da yatan hastalarını ziyarete giden kişilerin yolda kaza yaptıklarına ve kaza yapanların da yine Erzurum’a götürüldüğüne şahit oldum. Yaşadım…
Burada anlatmakla bitiremeyeceğimiz yaşanmış on binlerce dram var. Bu dramların her biri filmlere konu olacak kadar dehşet verici.
Ayrıca dışarıdan Kars’a atanmış doktorların burada yaşadıkları ise ayrı bir dram.
Kars'a atanan tüm doktorların mecburi hizmetlerini bitirir bitirmez neden Kars'tan kaçmak istediklerini bilseydiniz tüyleriniz ürperirdi.
Sıkıntılarını anlatan doktorların aldıkları cevap "İşinize gelirse çalışırsınız. Siz giderseniz yerinize gelecek çok kişi var." Bu cevap üzerine kimisi İlimizden adeta kaçıyor kimisi ise sıkıntılarını içine atıp görevine devam ediyor.
Hastanede çalışan bir doktor anormal giden bir duruma müdahale etmek istediğinde parti teşkilatlarını tanıdığı için herhangi bir personel tarafından tehdit ediliyorsa elbette o doktor başına bir
şey gelmeden bir an önce o ili terk etmek isteyecektir. Nitekim aynen de böyle oluyor.
Birkaç haftada bir onlarca doktorun tayin haberini duyuyoruz. Bu durumda iki olasılık var. Ya halk aptal yerine konulup onlara yalan söyleniyor ya da doktorlar geldikleri gibi kaçıyorlar. İki durum da birbirinden can sıkıcı.
Peki ne yapmak gerekir?
Bölge milletvekillerinin, yetkililerin hastane başhekimleriyle değil, bizzat doktorlarla belirli aralıkla bir araya gelip sorunlarını birinci ağızdan dinlemeleri gerekir. Haddini aşıp doktoru tehdit eden ve halkın sağlık hizmeti almasını engelleyenlerin dişini sökmek gerekir. Şakşakçıların beyanlarından ziyade bizzat yatan hastaları ziyaret edip taburcu olan hastaları da telefonla arayıp aldığı sağlık hizmetini sormak gerekir. Girişim gücü ve insani yönü yüksek başhekimler atayıp başhekimlerin Kars halkı için yapacağı her türlü girişime bizzat iştirak etmek gerekir.
Kenti; çevre,sosyal ve kültürel açıdan yaşanabilir cazibe merkezi yapmak ve çalışanların güven içinde görevini yapmasını sağlamak gerekir. Tabiiki görevini layıkıyla yerine getirmeyen doktora da gereken işlem yapılmalıdır.
Alibeyoğlu; Kadim Kars halkı bahsettiğimiz temel sağlık hizmetlerinin ötesinde KAFKASYA’YA HİTAP EDEN TAM DONANIMLI BİR BÖLGE HASTANESİNİ ZİYADESİYLE HAK ETMEKTEDİR. Yapıldıktan sonra kaderine terk etmemek şartıyla (zira 150 yıllık eski hastane binası dimdik ayakta dururken, on yılda bir dökülen hastanelerin hesabını sormak gerek) tam donanımlı bir bölge hastanesi aynı zamanda şehrimizden para çıkışının önüne geçecek hem de dışarıdan hasta alacağı için şehrimize para akışı olacaktır. Daha da önemlisi yukarıda bahsettiğimiz sağlık faciaları yaşanmayacaktır.
Yaşadığımız bu kadar acı yetmedi mi sizce? Bence yetti...
İfadelerini kullandı.