Kars Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası ve Kars Ticaret ve Sanayi Odasının işbirliği ile Kars Valiliği, Serhat Kalkınma Ajansı ve Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesinin katkılarıyla düzenlenen çalıştay Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonunda düzenlenen çalıştaya, 65. Dönem Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyon Başkanı Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, Vali Yardımcısı Tahsin Aksu, Belediye Başkan Vekili Mehmet Boşnak, Rektör Prof. Dr. Hüsnü Kapu, KATSO Başkanı Ertuğrul Alibeyoğlu, Kars Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Ercan Ödül, akademisyen ve yetiştiriciler katıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasında 65. Dönem Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Kars Milletvekili Ahmet Arslan, Hayvancılığın başkentinde ona uygun üniversitesinin, fakültesinin olduğu bir yerde gerçekten bu çalıştay gecikmiş olarak yapılıyor. Ama yine de zararın neresinden dönerseniz kardır deyip bugün bu süreci başlatmış olmak bizi ziyadesiyle memnun ediyor. O yüzden teşekkür ediyorum. Üniversitemiz ve fakültemizin kıymetini aslında dünya biliyor, Kafkas Üniversitemizi üniversiteler arası sıralamada üst noktalara taşıyan ve orada kalmasını sağlayan Veteriner Fakültemiz elbette ki kuru kuruya fakülte değil, değerli hocalarımız ve değerli hocalarımızın yaptığı çalışmalar. Hayvancılığın değerini hayvancılığın başkenti Karsta bunları çıktıya çevirmemiz lazım, sonuçlar almamız lazım onun için de bu çalıştayı yine çok çok önemsiyoruz. Bu yüzden hem Kesimhanemizle hem de Organize Sanayi Bölgemizle birlikte inşallah şehrimizin hayvancılığı çok daha iyi noktalara gidecek, buna hiç şüphe yok. Bugün buradaki çalıştayda çıkan sonuçları bizde alacağız, değerlendireceğiz ve sadece Kars için değil ülkemiz için nasıl faydaya çevirebiliriz bununla ilgili hem yasamada hem de yürütmede gerekli takiplerini yapıp, faydaya çevireceğiz. diye konuştu.
Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyon Başkanı Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, Dünya artık şehirleşiyor, kentleşiyor. Kentleşirken bir de üreten lazım. Kentleşen, teknolojiyi kullanan refah seviyesini yükselten toplumlar, tabi ki daha çok tüketmeye başlıyorlar. Tüketince geriye dönüyorlar, üretene bakıyorlar. Üretenin hergün azaldığını görüyorlar. Oysa bunların bu refah seviyesindeki yükselmeye eşlik edecek bir üretime de ihtiyaç var. Bunu yine köyde duranlar, emek edenler, işin meşekatini çeken üreticiler yapmaya devam ediyor. gelişmiş ülkelerde bizimde örnek aldığımız, belki medeniyetlerini değil ama ekonomik ve teknolojik gelişmişliklerini örnek aldığımız ülkelerde üreticiyi, köylü dediğimiz kırsalda yaşayanların oranı ülkelere göre değişmekle beraber, ortalama yüzde 4,5 civarında, bizim 1950li yıllarda toplumumuzun yüzde 75i kırsalda, yani 4te 3ü köylerde üretmeye devam ediyor. 4te biri şehirlerde başka alanlarda biraz kısmen orta halli sanayi de ve biraz da hizmet sektöründe çalışıyor. Yani halen Türkiyede 5 kişiden 1 tanesi üretici, köylerde ve kırsalda, ama önümüzde örneklerine baktığımız zaman en fazla 15-20 yıl içerisinde bizde de kırsaldaki oran gerçek değer olarak yüzde 10un altına düşüyor dedi.
Bugün bir hayallerini gerçekleştirdiğini söyleyen Ödül ise, Bu çalıştay bizim bir hayalimizdi. Biz Veteriner Hekimleri Odası olarak açıkçası birçok etkinlik planladık, birçok iş yaptık ama biz sivil toplum kuruluşları olarak yapmamız gereken bazı görevler var. Bunlardan bir tanesi de bölgemizde mesleğimizin sorunlarına ilişkin değerlendirmeler yapmak ve destek vermek. Bu çalıştayın temel başlangıç noktası sahada var olan veteriner hekimlerin çözüm çabalarıdır. dedi.
KATSO Başkanı Ertuğrul Alibeyoğlu ise, Bildiğimiz üzere, gelişmişlik düzeyi fark etmeksizin tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizin de ekonomik anlamda en önemli sektörlerden bir tanesi hayvancılık ve hayvansal ürünler üretimi sektörüdür. Gıda anlamında en çok tüketilen ve hayatımızın parçası haline gelen et ve et ürünleri üretimi sektörü, ilimizin en önemli faaliyet alanlarının başında yer almakla birlikte, üzerinde önemle durulması ve her zaman diri tutulması gereken konuların da başında gelmektedir. Bu kadar ehemmiyetli ve önemli bir sektörün diri tutulması için biz STKlara büyük görevler düşmektedir. Bu anlamda bizler, çiftçilerimizin ve üreticilerimizin yanında olarak, sektörde meydana gelen her gelişmeyi yakından takip ediyor, sektörün selameti için birtakım görevler üstleniyoruz. Siz değerli üreticilerimizin emeklerinin boşa gitmemesi, işinizden daha yüksek verim alabilmeniz, hayvan hastalıklarından daha az etkilenmeniz ve bilinçli bir üretici olarak daha yüksek kazançlar elde edebilmeniz için çaba gösteriyoruz. Bundan dolayıdır ki, sektörün geleceği ve siz değerli üreticilerimizin talepleri doğrultusunda, Veteriner Hekimler Odası Başkanlığı işbirliğinde Türkiyenin Buzağı Fabrikası Karsta Bölgenin En Büyük Büyükbaş Hayvancılık Çalıştayı temasıyla bu programı düzenledik. Kars Ticaret ve Sanayi Odası olarak Veteriner Hekimler Odası Başkanlığı işbirliği ile düzenlemiş olduğumuz bu çalıştayın, ilimizin ekonomisi ve siz değerli üreticilerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle; İlimizin son yıllarda yakalamış olduğu ivmede ve ilimizin kalkınması süreçlerinde büyük emekleri olan sayın Bakanımıza, sayın Tarım, Orman ve Köy işleri Komisyon Başkanı vekilimize teşekkürlerimi sunmak istiyorum. şeklinde konuştu.
Kars İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürü Adem Arancı da, Tarım sektörünün faaliyetleri sadece gıda ya da tarımsal ürün elde etmekle kalmamakta, çok farklı açılardan toplumu etkilemektedir. Tarımın etkileri ve katkıları genel olarak şu iki başlık altında toplanabilmektedir: 1ncisi Ekonomik kalkınma ve 2ncisi Gıda güvenliği.Tarım sektörünün temel hedeflerinden biri gıda güvenliğini sağlamaktır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde insan beslenmesinde en değerli ürün grubunu hayvansal kökenli ürünler (et, süt, yumurta, bal ve bunların tali ürünleri) oluşturmaktadır. Bu ürünlerden elde edilen hayvansal proteinlerin yerini başka bir madde dolduramamaktadır. Türkiyenin tarım ve hayvancılık sektörü içinde İlimiz hayvancılık açısından önemli bir potansiyeli barındırmaktadır. Çalıştayının konusunu oluşturan hayvancılık; ülke ekonomisini geliştiren, birim yatırıma yüksek katma değer yaratabilen ve aynı zamanda düşük maliyetle istihdam sağlayan bir sektördür. İlimiz nüfusunun önemli bir kısmının geçim kaynağı olan hayvancılık, sanayi sektörünün birçok koluna girdi sağlaması açısından da önem arz etmektedir. İlimiz tarih boyunca kültürlerarası bir geçiş noktası olmasının yanı sıra sahip olduğu 430 bin hektarlık çayır ve mera alanı sayesinde hayvancılık faaliyetlerinin yoğun şekilde yapıldığı bir şehir olmuştur. İklimin yem bitkisi üretimine uygun olması hayvancılığın bölgede gelişmesine katkıda bulunurken, kışların uzun ve sert geçmesi olumsuz bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Çayır ve meralarımızın uzun süre karla kaplı olması hayvanların ahırda kalma süresini artırmaktadır. 2019 yılı TUİK verilerine göre İlimiz, 596 Bin Büyük baş hayvan varlığı ile Türkiyede 5. Sırada, 470 Bin Küçükbaş hayvan varlığı ile 38. Sırada yer almaktadır. İlimizde kültür ırkı büyükbaş hayvan sayısı istenilen düzeyde değildir. Kültür ırkı büyükbaş hayvan oranı ülke genelinde % 47 iken İlimizde %25dir. Başka bir deyişle, Türkiyede her iki büyükbaş hayvandan biri kültür ırkı iken, İlimizde dört büyükbaş hayvandan biri kültür ırkıdır. Melez ırkı hayvan durumuna bakıldığında geçmiş yıllara nazaran bir gelişmenin varlığından söz edilebilir. İnek varlığımız ise 220 bindir. İlimiz üretilen 592 Bin ton Süt miktarı ile Türkiyede 6 sıradayız. İlimiz tarımsal üretim noktasında Türkiye sıralamasında ilk sıralarda yer almaktadır. Örneğin Fiğde ekilen alan ve üretimde 1, Yulafta 2, Korungada ise 5. Sıradayız. 2019 yılında MGD kapsamında 27.423 çiftçiye 2.213.622 dekar alan için 50.471.573 TL destek yatırıldı. Yem bitkileri desteklemesi dün itibaren üreticilerimizin hesaplarına yatırıldı. İlimizde 17.487 çiftçiye 953.712 dekar alan karşılığı 59.657.670,16 TL. 62 Ziraat mühendisi ile %34lik normla işlemler yapılmıştır. Müdürlük olarak; 2019 yılında Bakanlığımızın programlı aşıları ve hastalık mihraklarına yönelik; İlkbahar ve Sonbahar döneminde toplam 1 Milyon adet Şap aşısı, 250 bin Sığır Brusellozu, 130 bin Şarbon, 430 bin LSD ve 175 bin Kbaş hayvana PPR, 60 bin Koyun-Keçi Çiçek aşısı uygulaması yapılmıştır. 2018 yılında 185 bin buzağıya küpe takılmış olup bunların 178.438 buzağıya 98.930.000 TL destek verilmiştir. 2019 yılında ise 200 bin buzağıya küpe takılmış olup 2019 yılı ilk döneminde 181.394 adet buzağıya 81.705.000 TL destek verilecektir. 2019 yılında yapılan bu işleri, 75 Veteriner Hekim ile %35lik norm ile yaptık. İnek varlığımızla elde ettiğimiz, buzağı sayısı arasındaki oluşan fark, %10 gebe kalmayan, %1-2 hastalık (brucellozis, leptospirozis, salmonellozis) sonucu yavru atan ineklerimizden şekillenmektedir. Geniş meralar ve iklimin yem bitkisi üretimine uygun olması, hayvancılığın bölgede gelişimine katkıda bulunurken, kışların uzun ve sert geçmesi ise hayvansal üretimi olumsuz etkilemektedir. Hayvancılık sektöründe, sığır yetiştiriciliğinde görülen yetersiz entegrasyon ve uzmanlaşma eksikliği, beslenme ve bakım rejimlerine uyulmamasıyla istenilen verimin elde edilemediği görülmektedir. Hayvancılık sektörünün önde gelen sıkıntıları ise modern hayvancılık tekniklerinin kullanılmaması, atadan kalma yöntemlerle yapılan üretimin verimsiz olması bunun sonucunda harcanan emeğin karşılığının alınamamasıdır. Bu bağlamda ilimiz üreticilerinin elde ettiği gelir ülke ortalamasının altında kalmıştır. İlimizde mera hayvancılığı yapıldığından yeteri kadar besicilik yapılmaktadır. Ancak burada doğan ve 6 ay merada dolaşıp beslenen hayvanlar Türkiyenin diğer illerindeki üreticiler tarafından rağbet görmektedir. Bu bağlamda; yıllara göre değişmekle birlikte 100 ile 150 Bin arası büyükbaş hayvan Türkiye'nin diğer illerine sevk edilmektedir. Sevk ettiğimiz bu hayvanlar Türkiye'nin 37 ilinin sahip olduğu hayvan sayılarından fazladır. Bu giden hayvanların %80de o yılın buzağısı-danasıdır. Yani ilimiz diğer illerin buzağı bankası ve deposudur. Bu bağlamda; siz değerli yetiştiricilerin üzerine düşen görevlerden biri ineklerinizin bakım ve beslenmelerini kaliteli olarak yapmanızdır. Bunu yaptığınız şartta ineklerinizde kısır kalma riskini bir nebze azaltmış olacak ve bir inekten bir yılda bir buzağı alacaksınız. İkinci görev ise; ahırlarınızın modernizasyonu ve doğum sonrası buzağıların hijyenik bakım şartlarını sağlamaktır. Bakanlık olarak bizlerde ahır yapımı için her türlü teknik ve maddi destek veriyoruz. Ayrıca köylerde yaptığımız eğitimler ile tarım ve hayvancılıktaki modern teknikler hakkında bilgi desteği ve programlı aşılar ile hastalıklardan koruma desteği veriyoruz. ifadesini kullandı.
Yapılan konuşmaların ardından çalıştayda Kars'ın hayvancılığı masaya yatırılırken, çalıştay oturumlarla devam etti.